Kur'an ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Karşılaştırması
Posted by anarşi | Posted on 14:58
Bakara(*) Sûresinin 193 . Ayetinde
Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah?ın oluncaya kadar onlarla savaşın.
Bakara(*) Sûresinin 216 . Ayetinde
Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı.
Bakara(*) Sûresinin 244 . Ayetinde
Allah yolunda savaşın ve bilin ki şüphesiz Allah hakkıyla işitendir ve hakkıyla bilendir.
Nisâ(*) Sûresinin 71 . Ayetinde
Ey iman edenler! (Düşmana karşı) tedbirinizi alıp, küçük birlikler halinde, yahut topluca savaşa gidin.
Nisâ(*) Sûresinin 74 . Ayetinde
O halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükafat vereceğiz.
Nisâ(*) Sûresinin 75 . Ayetinde
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, ?Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver? diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Nisâ(*) Sûresinin 76 . Ayetinde
İman edenler, Allah yolunda savaşırlar
Nisâ(*) Sûresinin 84 . Ayetinde
(Ey Muhammed!) Artık Allah yolunda savaş! Sen ancak kendinden sorumlusun! Mü?minleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah inkar edenlerin gücünü kırar. Allah?ın gücü daha üstündür, cezası daha şiddetlidir.
Enfâl(*) Sûresinin 5 . Ayetinde
Nasıl ki, Rabbin seni hak uğruna (savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı. Mü?minlerden bir grup ise bu konuda kesinlikle isteksizlerdi.
Enfâl(*) Sûresinin 15 . Ayetinde
Ey iman edenler. Savaş düzeninde iken kafirlerle karşılaştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönmeyin (savaştan kaçmayın).
Enfâl(*) Sûresinin 39 . Ayetinde
Baskı ve şiddet kalmayıncaya ve din tamamen Allah?ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer (küfürden) vazgeçerlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.
Enfâl(*) Sûresinin 65 . Ayetinde
Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et.Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü?min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tevbe(*) Sûresinin 14,15 . Ayetinde
Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü?min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tevbe(*) Sûresinin 29 . Ayetinde
Kendilerine kitap verilenlerden Allah?a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah?ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam?ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.
Tevbe(*) Sûresinin 111 . Ayetinde
Şüphesiz Allah, mü?minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat?ta, İncil?de ve Kur?an?da kesin olarak va?detmiştir. Kimdir sözünü Allah?tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.
Tevbe(*) Sûresinin 123 . Ayetinde
Ey iman edenler! Kafirlerden (öncelikle) yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki Allah kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.
Diyanet işleri başkanlığı resmi sitesi - http://www.diyanet.gov.tr
Kuranın allahı erkeklere; kadınlara nasıl davranmaları gerektiğini gayet açık bir şekilde belirtmiş..
Nisa Suresi
(34) Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.
müslümanlarda allahın bu sözlerinden anladıklarını bakın nasıl uygulamışlar..
not..
(Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.
buradaki parantezleri kaldırırsak direk onları dövün çıkıyor ortaya..yani bu pisliği birazda olsa (kendilerince) temizlemek için imdada parantezler yetişmiş..
yersek..
bu sabah, kapim calindi. actigimda, karsimda iyi giyimli, bakimli bir cift gordum. adam once konustu:
. merhaba, adim john ve bu da mary. .
mary: merhaba, sizi bizimle birlikte gidip hank. in kicini opmeye davet ediyoruz.
ben: pardon?! ne demek istiyorsunuz? hank de kim? ve ben niye onun kicini opmek isteyeyim?
john: eger hank. in kicini opersen, sana 1 milyon dolar verecek; eger opmezsen seni essek sudan gelinceye kadar dovecek.
ben: ne? bu bir tur mafya taktigi mi? ne oluyor?
john: hank bir milyarder. bu kasabayi o kurdu. buranin sahibi o. istedigi her seyi yapabilir ve sana 1 milyon dolar vermek istiyor. fakat kicini opmeden parayi alamayacaksin.
ben: bu cok sacma. neden?
mary: sen kim oluyorsun da hank. in hediyesini sorguluyorsun? 1 milyon dolar istemiyor musun? bir kic opmeye degmez mi onun icin?
ben: belki, eger yasalsa, fakat ..
john: oyleyse, gel bizimle hank. in kicini op.
ben: hank. in kicini sik sik oper misiniz?
mary: elbette, devamli&
ben: peki 1 milyon dolari aldiniz mi?
john: yok, kasabayi terketmeden parayi alamazsin.
ben: oyleyse neden hemen kasabayi terketmiyorsunuz?
mary: hank soylemeden kasabayi terk edemezsin. yoksa parayi alamazsin ve seni essek sudan gelinceye kadar dover.
ben: peki, hank. in kicini open, sonra da kasabayi terkedip 1 milyon dolar alan birini biliyor musunuz?
mary: annem hank. in kicini yillarca optu. gecen yil da kasabayi terketti. eminim parasini da almistir.
ben: onunla konusmadin mi o zamandan beri?
john: elbette hayir. hank buna izin vermiyor.
ben: oyleyse, eger parayi alan herhangi biriyle konusmadiysaniz, parayi aldiklarini nereden biliyorsunuz?
mary: kasabadan gitmeden once biraz veriyor. belki maasina bir zam aliyorsun, belki kucuk bir loto kazaniyorsun, ya da caddede 20 dolarlik banknot buluyorsun.
ben: peki bunlarin hank. le ne ilgisi var?
john: hank. in bazi dostlari var.
ben: kusura bakmayin ama bu tuhaf bir uckagitcilik gibi geliyor kulaga.
john: fakat 1 milyon dolar burada soz konusu olan. sansa birakabilir misin bunu? ve unutma, eger opmezsen seni dovecek.
ben: belki, eger hank. le konusursam, ayrintilari ondan ogrenirsem..
mary: hayir, hickimse hank. i goremez. hickimse hank. le konusamaz.
ben: peki o zaman nasil kicini opuyorsunuz?
john: bazen ona bir opucuk gonderiyoruz ve kicini dusunuyoruz. diger zamanlarda karl. in kicini opuyoruz ve o hank. a iletiyor.
ben: karl da kim?
mary: karl bir arkadasimiz. bize hank. i ve onun kicini opmekle ilgili konuyu ogreten o. karl icin tek yapmamiz gereken birkac kez onu yemege cikarmak oldu.
ben: yani hank diye biri oldugu, onun kicini opmeniz gerektigi ve boylece hank. in sizi odullendirecegi konusunda sadece karl. in sozune guvendiniz oyle mi?
john: hayir, hayir! karl. da bir mektup var. hank tarafindan kendisine yillar once gonderilmis. butun meseleyi acikliyor orada. bak iste bu da bir kopyasi. al kendin de gor.
john bana uzerinde . karl. in ofisinden. yazili bir fotokopi uzatti. uzerinde 11 maddelik bir liste vardi.
1. hank. in kicini op ve o da sana kasabayi terkettiginde 1 milyon dolar versin.
2. yaninda alkol ic.
3. senin gibi olmayan insanlari essek sudan gelinceye kadar dov.
4. iyi yemek ye.
5. bu listeyi hank. in kendisi yazdirdi.
6. ay yesil peynirden yapilmistir.
7. hank. in soyledigi her sey dogrudur.
8. her tuvalete gittiginde ellerini yika.
9. icki icme.
10. sosislerini sosis ekmegi icinde ye, yaninda birsey alma.
11. hank. in kicini op, yoksa seni essek sudan gelinceye kadar dover.
ben: bu bana karl tarafindan yazilmis gibi geliyor.
mary: hank. in kagidi yoktu, onun icin.
ben: bana oyle geliyor ki, eger kontrol etseydik, bu yazi karl. in el yazisi cikardi.
john: elbette, hank soyledi, karl yazdi.
ben: kimsenin hank. i goremedigini zannediyordum?
mary: su anda oyle. ama yillar once hank bazi kisilerle konustu.
ben: hank. in iyi birisi oldugunu soylediginizi zannemistim. hangi tur iyi insan, sirf farklilar diye baskalarini dover?
mary: hank. in istegi bu ve hank her zaman haklidir.
ben: nereden biliyorsun bunu?
mary: 7. madde . hank. in her dedigi dogrudur. diyor. bu benim icin yeterli.
ben: belki de arkadasiniz karl uydurdu butun meseleyi.
john: kesinlikle hayir. 5. madde bu listeyi hank. in kendisinin yazdirdigini soyluyor. ayrica, 4. maddede iyi yiyin, 8. maddede de tuvaletten sonra ellerinizi yikayin diyor. bunlarin dogru oldugunu herkes bilir. demek ki gerisi de dogru olmali.
ben: fakat 9. maddede icmeyin diyor, ki bu ikinci maddeyle celisiyor. ayrica 6. maddede ayin yesil peynirden yapildigini soyluyor ki bu tamamen yanlis.
john: 9 ile 2 arasinda hicbir celiski yok. 9 sadece 2. yi acikliyor. 6. ya gelince, aya hic gitmedin, dolayisiyla dogru olup olmadigini bilemezsin.
ben: bilim adamlari ayin kayalardan olustugunu soyluyorlar ama..
mary: fakat kayanin dunyadan ya da uzaydan gelip gelmedigini bilmiyorlar. yani ay hala yesil peynirden yapilmis olabilir.
ben: bir uzman degilim ama ayin dunyadan geldigi teorisinin curutuldugunu zannediyorum. ayrica, kayanin nereden geldigini bilmiyor olmak onu peynir yapmaz.
john: iste, bilim adamlarinin hata yaptigini sen de kabul ettin. fakat hank. in her zaman hakli oldugunu biliyoruz!
ben: biliyor muyuz?
mary: elbette, 5. madde oyle diyor.
ben: diyorsun ki, hank haklidir, cunku liste oyle diyor ve liste dogrudur, cunku onu hank yazdirdi. ve hank. in yazdirdigini biliyoruz, cunku liste oyle diyor. bu dongusel mantik. . hank haklidir, cunku hank haklidir. demekten farksiz.
john: iste simdi anlamaya basliyorsun hank. in dusunce bicimini.
ben: fakat, & herneyse, bosver. peki bu sosislerle ilgili konu da ne?
mary, yuzunu burusturdu.
john: sosisler sosis ekmegi icinde yenir. yaninda birsey yenmez. hank. in yolu bu. baska turlusu yanlis.
ben: ya sosis ekmegim yoksa?
john: sosis ekmegin yoksa, sosis yiyemezsin. sosis ekmeksiz sosis yanlistir.
ben: yaninda ketcap, hardal da mi yok?
mary: Çok sert bir sekilde bakti .
john: boyle bir dil kullanmanin hicbir geregi yok! sosis yaninda yenecek her turlu sey yanlistir.
ben: yani biraz tursu, icine dogranmis sosis tarzi birsey mumkun degil mi?
mary: kulaklarini tikadi ve . dinlemiyorum bile bunu, la la la la& .
john: bu igrenc. ne tur bir seytani mahluk yiyebilir boyle birseyi.
ben: cok guzel birsey o. ben hep yerim.
mary kendinden gecti ve john onu tutu: . eger o tiplerden biri oldugunu bilseydim vaktimi hic harcamazdim bile seninle. hank seni essek sudan gelinceye kadar doverken, ben de orada olacagim ve parami sayip sana gulecegim. hank. in kicini da senin icin opecegim, seni sosis ekmeksiz, tursu yiyici.
ardindan, john mary. yi surukleyip disarida bekleyen arabaya tasidi ve ayrildilar
Videolu olarak burdan izleyebilirsiniz...
Muhammetin dini yaymak adına yaptığı işe yarar bir mucize varmıdır merak ediyorıum.
Muhammed neden Hiç savşmadan insanlar arsında huysuzluk dünyada düzensizlik çıkarmadan dini yayabilecek bir mucize yapmamış da Ayı iki ayırmak gibi hiç bir işye yaramayan gelecek nesillere sadece bir hikaye olarak kalacak bir mucize yapmıştır?
Bizim suçumuz nedir o günün insanlarına inanmaları için çeşitli mucize gösterilerinde bulunulurken bize kafa karıştırıcı sorular kalmış.--neyse mesele bu değil.
Mesele; Muhammet, allahın barış ve huzur için gönderdiği dini, hiç savaşmadan kimseyi öldürmeden, arap yarım adasına hapis kalmadan tüm dünyayı dolaşıp herkese mantıklı ve kalıcı kanıtlar göstererek yaymak gibi bir mucize yapmamış?
Adı üstünde bu mucize şimdi çıkıp ''o günün şartlarında muhammed'in bunları yapması imkansızdı'' demeyin ayı bölen adam bunu hayli hayli yapmalıydı.
Koskoca allahın resulü savaşmaktan başka çare bulamamış mı?
Bilindiği gibi "beddua"nın anlamı "kötü dua"dır. Türkçesi : İlenme ya da ilenç.
Aşağı durumda olan bir kimse, yukarıda olan birinden bir şey istediğinde, bir dilekte bulunduğunda "dua" denir buna. Kötü olanına da "beddua". Bu dilek yöneltildiği zaman, birinin kötü duruma düşmesi istenir. Bunu sağlaması için yukarıda olan birisinden, üstün bir güçten dilenir.
İnsanların "tanrı"dan, "üstün bir güç"ten dilekte bulunmaları doğal. Ama "tanrı"nın dilekte bulunmasına gelince, anlaşılır gibi değil. "Tanrı" her gücün , her şeyin üstünde görüldüğüne göre hangi üstün güçten dilekte bulunur? Gelin işin içinden çıkın!
Kuran'daki tanrının beddualarını akla uygun bir biçimde yorumlamaya çalışan Kuran yorumcuları çok zorlanırlar, işin içinden çıkamazlar bir türlü.
Kuran tanrısı en başta insan denen varlığa beddua eder:
-"Canı çıksın o insanın, o ne nankördür."(Abese, ayet 17)
Böyle bir beddua kimin için yapılır? Kuşkusuz düşman için. Demek ki Kuranın tanrısı insanı da düşman görüyor.
Sonra inanmazlardan özellikle kimilerini seçer, onlara beddua eder. Örneğin yahudileri, hıristiyanları:
-"Onları (yahudileri, hıristiyanları) Allah yok etsin!"(çev. Diyanet, Tebe, ayet: 30)
Allahın kendisi "Allah onları yok etsin!" diyor. Şaşılacak şey değil mi?
Tüm kafirlere, özelliklede bir kesimine:
-"And olsun ki ey inkarcılar ! Siz aykırı görüştesiniz! Bundan dönebilecek kimseler döndürülür. Boş sanıda bulunan, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! (çev. Diyanet, Zariyat, ayet: 8-11)
-"Ey Muhammed! Onlara baktığın zaman, cüsseleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Tıpkı sıralanmış kof kütükler gibidirler. Her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar düşmandır. Onlardan çekin Allah canlarını alsın Nasılda aldatılıp döndürülüyorlar!" (çev. Diyanet, Münafıkün, ayet: 4 )
Burada da Allah, münafıklar için beddua ediyor.
-"Çünkü o düşündü, ölçtü, biçti! Canı çıkası ne biçim ölçtü biçti! Canı çıkası sonra yine ne biçim ölçtü biçti! (çev. Diyanet, Müddessir, ayet: 18-20)
Hadislerde, Kuran yorumlarında belirtildiğine göre, burada kınanan, beddua edilen kişi, Muğire Oğlu Velid'dir. (Bkz. F.Razi, 30/198-202) Aynı kişi için Kalem suresinde de sövgüler yer almış, en sonunda "piç" anlamında "zenim" denmiştir. (Bkz. Kalem, ayet:8-13, Celaleyn, 2/230 ve öteki tefsirler).
- "Ebu Leheb'in elleri kurusun! Ok olsun malı ve kazndığı kendisine fayda vermez. Alevli ateşe yaslanacaktır. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır." (çev. Diyanet, Tebbet, surenin tamamı)
"...elleri kurusun!" yerine, "iki eli kurusun " diye çevrilirse, ayetteki aslına daha uygun düşer.
Tanrı'nın burada beddua ettiği "Ebu Leheb", Muhammed'e inanmadığı için ve düşman sayıldığı için Tanrı beddua ediyor.Şahsa yönelik ayet olmasıda Muhammed'in düşüncesizliği belliki
© All Rights Reserved. Ateizm
Theme by : PHP Web Hosting | Converted into Blogger Templates by Theme Craft | Falcon Hive